Biz, Nurgün ve Kuğu, el örgüsüne ve yaratıcılığa tutkun iki arkadaş, bir süre önce bir araya gelip birlikte örgü örmeye başladık. Yün alırken, örgü örerken ve bir model yaratırken çok mutlu olduğumuzu ve bunu paylaşarak daha da mutlu olacağımızı fark ettik.
Gerçek olamayacak kadar güzel ve ideal yer anlamına gelen ütopya kelimesinin en sevdiğimiz hobimiz olan örgü kelimesi ile birleşimiyle ortaya çıkan Örgütopya’yı, örgü konusunda sıfırdan başlayarak el yordamıyla yolumuzu bulmak yerine, bizden öncekilerin bize aktardıkları miras üzerine, örgü örmenin teknik dilini öğreterek, bizden çok daha iyi örgü ören kişilerin bile gerçek potansiyellerini keşfetmelerine, yeteneklerinin bu coğrafyanın sınırları içinde ve dışında başkaları tarafından fark edilmesine olanak tanıyan bir platform olmak hayaliyle 2019 yılında kurduk. Ütopyamızın fiziksel bağlamdaki karşılığı olan ülke Türkiye. Bizler,
Örgünün ve yaratmanın değiştirici gücüne yürekten inanıyoruz. Şimdi yarattığımız dünyada, Örgütopya’da farklı sürelerde, farklı platformlarda, farklı coğrafyaları da keşfedeceğimiz atölye çalışmaları ve keşiflerle sizlerle buluşmayı bekliyoruz.
El örücülüğünde yazılı modelleri okuma ve özgün modeller tasarlama işini ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel yöntemlerle gerçekleştirebilecek kişilerin yetiştirilmesine katkıda bulunan ve üretim/tüketim alışkanlıklarımızı örgü örmek üzerinden yeniden biçimlendirebilmek için ilham olan bir platform olmak.
Örgü örmenin zevkini, kişilere ve topluma katkısını anlatmak için her yaşta ve bilgi düzeyinde insanın katılacağı, bilimsel yöntemler kullanılarak hazırlanmış dersler ve atölye çalışmaları düzenlemek, rehberlik etmek.
İTÜ Mimarlık Fakültesinde eğitimci olarak geçirdiğim 29 yılın ardından, fakültede edindiğim tasarım anlayışını ve zevkini, çok genç yaşta annemden öğrendiğim ve tutkuyla sürdürdüğüm hobim, örgü örme üzerinden devam ettirmeye karar verdim.
Örgünün sanat ve bilim ile kesişen bir zanaat olarak kabul edilmesi gerektiğini düşünen birisi olarak, bir giysi tasarlamanın bir bina tasarlamaktan; düşünce biçimleri, tasarlama süreçleri, tasarım ilkeleri ve yapısal nitelikleri dolayısıyla çok da farklı olmadığını düşünüyorum.
Sade ama detaylarıyla farklılık yaratan, değişik bir yapısal kurguyla tasarlanmış parçalar örmek ve kendi ürettiklerimi giyebilmek benim için büyük bir keyif.
Örgülerimde kullandığım malzemenin özellikle %100 doğal içerikli olmasına dikkat ediyorum. Bu amaçla da yün eğirme becerimi pekiştirerek kendi ürettiğim ve boyadığım yine %100 doğal elyaftan örülmüş ürünler üreterek “Tasarla Hayata Geçir” sloganını Örgütopya’da gerçekleştirebilmek en büyük hayalim.
27 yıllık finansal denetim, danışmanlık ve eğitim kariyerinin ardından iş hayatında stresi azaltma ve rahatlamanın yolunu sevdiğim iki şeyi yaparak buldum. Örgü ve yoga…
Denge, yavaşlama ve farkındalıkla yaşamanın önemini yıllardır arayan bizler için yoga eğitmenliğimden aldığım deneyimleri derin bir farkındalık gerektiren örgü ile birleştirirken hayatımın bu evresinde bu iki hobiyi tesadüf olarak seçmediğimi anladım. Şimdi ise yoga öğretilerinden aldığım izlenimleri Örgütopya’da örgü zevkime yansıtıyorum…
İnce detaylar ve kusursuz bir estetik zarafetle kurgulanmış örgü modellerini karmaşık ve zor olarak nitelendirmek yerine, onları incelik ve sakinlikle kendi ellerimizden nasıl çıkarabileceğimizi, içimizdeki üretme potansiyelini ve bunun iyileştirici gücünü keşfetmek isteyen herkesle paylaşmak ve onlara ilham olmak istiyorum.
“Başlangıçta, bir örgü desenine bakmak çok kafa karıştırıcı gibi gözükse de örgü kısaltmalarına hâkim olduktan sonra iyi bir örücü olmak kolay ve son derece eğlencelidir.”
All rights reserved ©
Gizlilik ve Çerez Politikası
Site Kullanım Koşulları
Mesafeli Satış Sözleşmesi
Ön Bilgilendirme Formu
